Büyük bir tuzak içeren uydurma hadis şöyle demektedir:
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah Teala hazretleri sizi helak eder ve yerinize, günah işleyecek (fakat tevbeleri sebebiyle) mağfiret edeceği kimseler yaratırdı." Müslim, Tevbe, 9, (2748); Tirmizi, Da'avat 105, (3533)
Yani bu rivayete/dedikoduya göre bir toplum hiç günah işlemezse yok edilirmiş. Ama tabii ki bu yalan insanları saptırma, günaha yöneltme amaçlı uydurulmuştur.
Gerçek ise bunun tam tersidir elbette. Rabbimiz bir toplumu hiç günah işlemezse değil, tam tersine, günaha batarsa helak etmektadir ve Kuran'da da bu bilgiyi bize iletmekte:
Yunus Suresi 13 Yemin olsun ki biz sizden önceki kuşakları, zulmettikleri ve resulleri kendilerine açık kanıtlar getirdiği halde inanmadıkları için, helak ettik. Günaha batanlar topluluğunu biz böyle cezalandırırız.
İsra Suresi 17 Nûh'tan sonra da nice kuşakları helak ettik. Kullarının günahlarını haber alıcı ve görücü olarak Rabbin yeter.
Araf Suresi
4 Nice yurtları ve medeniyetleri yere batırdık biz. Öyle ki, geceleyin yahut öğlen uykusu uyumakta oldukları bir sırada azabımız tepelerine iniverdi.
5 Azabımız onlara gelip çattığında, yaptıkları, şu çığlığı yükseltmekten başka bir şey olmamıştır: Biz gerçekten zalimlerdik.
En'am Suresi 6 Kendilerinden önce nice yurt ve medeniyeti yerle bir ettiğimizi görmediler mi? Biz o yurtlara yeryüzünde size vermediğimiz imkânları vermiş, üzerlerine gök bereketini bol bol indirmiş, nehirleri altlarından akar hale getirmiştik. Derken, onları kendi günahlarıyla helâk ettik ve arkalarından başka bir nesil oluşturduk.
Ayrıca Rabbimiz iyilikte yarışan ve günahtan/haramdan uzak duran toplumları yok etmek şöyle dursun daha bu dünyada nimetlerle buluşturuyor ve cennetimsi güzel bir yaşam sunuyor:
Hud 117: Halkı erdemli davrandığı sürece, Rabbin kentleri yok edecek değildir.
Enfal 53. Bu böyledir. Çünkü Allah bir topluma lütfettiği nimeti, o toplum birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmemiştir. Ve Allah, iyice işiten, gereğince bilendir
Cin Suresi
16. Eğer yolda, kıvamında yürüselerdi, onlara bol bir su ile suvarırdık,
17. Ki onları, onun içinde imtihan edelim. Kim Rabbinin zikrinden/Kur'an'dan yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar.
Araf 96 O medeniyetlerin halkı inanıp korunsalardı, elbette ki üzerlerine gökten ve yerden bereketler saçardık. Ama yalanladılar, biz de onları, kazanır olduklarıyla yakalayıverdik.
Görüldüğü üzere hadis öğretisi Kuran öğretisinin(İslam'ın) tam tersini insanlara benimsetmeye çalışarak felsefi temeli istediği hale getirmeyi amaçlıyor. Peki günahı insanlara masum göstermek isteyen ve bu uğurda din maskesini kullanan kimdi?
Araf Suresi 11 Andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da secde ettiler. Ama İblis etmedi, secde edenlerden olmadı o.
A'raf Suresi 16 Dedi: "Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım."
Fatır Suresi 5 Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın.
Ayetlerde belirtildiği üzere bu cin(İblis) çeşitli yalanlarla insanları günaha yönlendirmeye çalışmaktadır.
Araf Suresi
9. "Ey Adem! Sen ve eşin cennette oturun, dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz."
20. Derken, şeytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir."
Tarih boyunca, yani ilk insandan beri hep aynı oyunu oynamaya çalışmaktadır şeytan. Eğer doğrudan insanları kötüleğe çağırsa birçok insan kaçabilir ondan, ama birçok hileyle, maskeyle ve de adım adım zihinleri pişirerek ele geçirmektedir. Bu tuzağa çok dikkat. Doğru yol üzerine kurularak insanların dünya ve ahirette ızdıraba sürüklenmesini hedefliyor...
Ve bu cinin insanların ayaklarını kaydırmak için kullandığı ana öğretisi tarih boyunca Spiritualizm yani Ruhçuluk olmuştur.
Konuyla ilgili videomuzu yine veriyorum:
http://www.youtube.com/watch?v=va4L78ls6rc
Ruhçu Öğreti insanların cehenneme yuvarlanmasını hedeflediğinden, bunu gerçekleştirme yöntemlerinden biri de günahı masum hatta zorunlu birşey gibi göstermek için çabalamasıdır. Tekamül ve mutlak dualite inançlarını insanlara benimseterek kötülüğü ve ızdırabı sanki kurtuluşa ulaşmak için gerekli şeylermiş gibi sunma hinliğini sergilemektedir. Bu amaçla İncil gibi koruma altında olmayan eski kutsal kitapları bile değiştirip dini dejenere etmeye kalktılar.
Ama Kuran Allah tarafından koruma altındaydı ve bu yüzden ona dokunamıyordu insanlar ve cinler.O zaman da Kuran'ın yetersiz olduğu hurafesini topluma kabul ettirerek hadisleri(rivayetleri/dedikoduları), mezhep ve tasavvuf öğretilerini(dolayısıyla da ruhçuluğu) dine ortak etme zulmüne giriştiler.
Aslında Rabbimizin söylediği üzere bize bırakılan ve korunan tek dini kaynak kutsal kitabımızdı ve din alanında yalnızca ona sarılmalıydık:
Casiye Suresi 6 İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!
Kitap’ ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.
6-Enam Suresi 38
http://www.youtube.com/watch?v=GTBNUXNQhsA
Ruhçuluktan korunmuş olan yeryüzündeki tek kaynak da yine Kuran'dır ve yine ona yönelerek Allah'ın dinini öğrenebilir, doğru yaşam/imtihan felsefesine ulaşabiliriz.
Yazının konusu olan meşhur hadis/rivayet ise, dünyayı imtihan değil de tekamül yeri gibi gösterme bozgunculuğunu işlemenin yanı sıra, Allah'ın sanki kullarının hata yapıp sıkıntıya düşmelerini istediği gibi bir izlenim yaratmaya çalışmaktadır.
İşin ilginci bu hadis o kadar benimsenmiştir ki birçok kimse tarafından ayet bile sanılmaktadır maalesef...
Tekrar edelim; Rabbimiz günah işlemeyen toplumları değil, günahkar-kötü toplumları yok etmekte ve yerine hayırlı-iyi milleti getirmektedir. Ve günahdan uzak duran birey ve toplulukları ise daha bu dünyada bile mükafatlandırmaya başlamaktadır:
Enfal Suresi
51. "İşte bu, ellerinizin önden gönderdiği şeyler yüzündendir. Allah, kullara asla zulmetmez."
52. Tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin gidişi gibi. Allah'ın ayetlerini inkâr ettiler de Allah onları günahları yüzünden yakalayıverdi. Allah Kavîdir, çok güçlüdür; azabı çok şiddetli yapandır O.
53. Bu böyledir. Çünkü Allah bir topluma lütfettiği nimeti, o toplum birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmemiştir. Ve Allah, iyice işiten, gereğince bilendir
Muhammed Suresi 38 İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılan insanlarsınız. Ama bir kısmınız cimrilik ediyor. Oysaki, cimrilik eden kendi aleyhine cimrileşmiş olur. Allah Ganî'dir; yoksul olan sizlersiniz. Eğer yüz çevirirseniz, Allah yerinize başka bir toplum getirir. Ve onlar, sizin benzerleriniz olmazlar.
Ve Rabbimiz; helak ettiği ve edeceği toplumları ahirette de cehenneme atacağını söylüyor. Buradan da Allah'ın günah işlemeyen bir toplumu dünyada da yok etmeyeceğini rahatlıkla farkedebiliriz. Çünkü bilindiği üzere iyiler, ayetlere uyanlar cennete gidecekler...
Zaten düşünsenize, işlenen tek bir günah bile bazen zincirleme başka günahlara ve sıkıntılara da yol açabilir. Yanlışın çoğu gibi azından da elden geldiğince uzak durulmalıdır.
Maide Suresi 90 Ey iman edenler! Uyuşturucu/şarap, kumar, tapılmak için dikilen taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktik; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.
Ayrıca Ruhçu Öğreti başka bir "cinlik" yaparak hiç günah işlememeyi "tanrısallık" olarak göstermeye çalışmaktadır ve aklı sıra günahdan tamamen uzak duranın aşırıya kaçmış olduğunu telkin etmektedir. Ama, halbuki örneğin cennetteki insanlar da hiç günah işlemezler ve bunun tanrılaşmayla yakından uzaktan bir ilgisi yoktur ( aynı şekilde ahiret evreninde ölümsüz olmanın da...) :
Vakıa Suresi 25. Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha sokacak bir şey.
Belki eğer bir kişi veya topluluk hiç günah işlemeyecek olsaydı, Allah bunu daha onları yaratmadan bildiğinden, doğrudan cennette varedeceği düşünülebilir (zihin jimnastiği yapacak olursak). Yani bu dünyanın sıkıntılarını hiç yaşamayacakları.. Ama bu durumda bile dünyada(evrende) yaratıp sonra helak etmesi söz konusu olmayacaktı. Zaten doğrudan cennet yaşamına başlamış olurlardı...
***
Rabbimiz bizlere günahdan uzak durun diye emrederken buna karşılık insanların düşmanı İblis ise günaha çağırmaktadır.
Allah Adem'e ve eşine "şu ağaçtan uzak durun" derken, İblis ise "ağaca yaklaşın o sizi geliştirecek" yalanıyla harama yönlendirmektedir. İşte yazının başında verdiğim hadis de aynı şekilde günahı yüceltmeye ve hatta cazip göstermeye çalışmaktadır. Aynı tuzağı içermektedir...
Sadece bu olay bile, insanların hadis denilen dedikodu ve rivayetlerden neden uzak durması gerektiğini çok etkili bir şekilde gözler önüne seriyor. İslam öğretisinin tam zıttı bir felsefe insanlara ustaca aşılanmaya çalışılıyor ne yazık ki... Koruma altında olmayan İncil ve daha eski kitaplarda da durum benzerdir ve onlar da din dışıdır artık.
Kuran ise korunan tek kitap olarak gerçek İslam'ı sunmakta ve bizleri aydınlatmaktadır.Yüce Allah'ın emrettiği üzere başka hiçbir kitabı veya kaynağı ortak etmeden tek dini rehber olarak Kuran'ı yani O'nun sözlerini kabul etmeli insanlık...
Selam ve sevgiler
1 yorum:
eline sağlık
Yorum Gönder