10 Temmuz 2011 Pazar

Ahiret Evreni(Rabbin Katı) ve ebedi yaşam

Ahiret evreninde(Rabbin Katı) yaşayan canlılar ölümsüzdür ve sonsuza dek yaşlanmadan(sabit formda) yaşamlarını sürdürürler. İnsanlar kıyametten sonraki yaratılışta bu ahiret evreninde yaşamına başlayacak ama bazı istisna insanlar(şehitler ve peygamberler gibi) şimdiden bedenli-fiziksel olarak cennette yaşamlarını sürdürmektedirler:

-Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.


-Allah'ın kendilerine lütfundan verdiği mutlulukla sevinç duyarlar ve arkalarından şehit olarak kendilerine katılmamış olan mücahitler hakkında: "Onlara hiçbir korku yok ve onlar üzüntü de duymayacaklardır." müjdesinde bulunurlar. (Ali imran suresi 169-170)


Meryem

56. Kitap'ta İdris'i de an. Çünkü o, özü-sözü tam uyuşan bir kişiydi, bir peygamberdi.

57. Onu yüce bir mekâna yükselttik.


Ali İmran Suresi 55 Allah şunu da demişti: "Ey İsa, senin canını alacağım, seni kendime yükselteceğim; seni, inkar edenlerden uzaklaştırıp arındıracağım.Ve sana uyanları, inkar edenlerin, kıyamete kadar üstünde tutacağım.Sonra bana olacak dönüşünüz; tartışıp durduğunuz şeyler hakkında aranızda ben hüküm vereceğim."

Bu istisna insanların dışında kalanlar ise kıyametten sonra ahiret yaşamlarına başlamış olacaklar.

 Ve Rabbin Katı'nda( yani farklı fizik yasalarına sahip ahiret evreninde) yaşam ebedidir:

Nisa Suresi        122      İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. sonsuza değin kalacaklardır orada. Allah'ın şaşmaz vaadidir bu. Söz söyleme bakımından Allah'tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir?


Rad Suresi     24     "Selam size, sabrettiğiniz için! Ne güzeldir şu sonsuzluk yurdu!" derler.

Ahiret yaşantısının sonsuza dek sürmesi bazı kimselerce garip karşılanıyor ve "o zaman o canlılar tanrısal olmuyor mu?" gibilerinden kafa karışıklıklarını belirten ifadeler kullanıyor, sorular soruyorlar.

Öncelikle, bizler yani yaratılmışlar bir başlangıca sahibiz, ezeli değiliz. Ayrıca daima zamana ve mekana tabiyiz. Buna karşılık yüce Allah zamansız ve mekansızdır.

Ve başlangıcı olup, zaman içerisinde yolculuk etmek durumunda olan biz kullar, her zaman sınırlı varlıklar olarak kalmayı sürdüreceğiz.

Ahiret yaşantısına dönecek olursak; orada sonsuza dek yani sürekli yaşantımız sürecek ama yaşımız hiçbir zaman sonsuz olmayacak. Çünkü yaşantımızın bir başlangıcı var ve hergeçen yıl yaşımız bir artacak, sürekli büyüyecek ama daima bir sayıya denk gelecek.

1..........................789.............................. .......1122333........................12233499988779......

Her geçen yıl eski yaşımıza bir ilave olacak ve hiçbir zaman sonsuz büyüklükte olmayacak. Buna karşılık bu olay sonsuza dek durmadan sürecek.

Kısaca ahiret yaşantısı ebedidir ama yaşayanların yaşları mutlaka sınırlı kalmaktadır.Çünkü başlangıcı olan birşey geriye doğru sonlu demektir. Fakat ileriye doğru sonsuz yolculuk sürecektir.

Cennetteki bir insanın yaşı ne kadar ilerlerse ilerlesin, bantı geriye doğru sardığımızda bir başlangıcın olduğunu göreceğiz. Süre(yıllar-yaş) sürekli artacak ama başlangıcı olmasından dolayı hep bir sayıya denk gelecek.

Bu arada matematikte hayali olarak sunulan, bir ucu kapalı bir ucu açık sözde sonsuz uzunluklar falan tamamen yanlıştır.

Birşey sonsuz uzunlukta olabilmesi için hem başlangıçsız hem de ebedi olmalıdır.


Eğer bir yol geriye doğru da olsa bitiyorsa o yol sonludur.


Alınan yolculuk sırasında sürekli rakamlar büyür sadece, ama asla , ne kadar büyürse büyüsün sonsuza ulaşmaz.

A........B......C.......

A ile varılan nokta arası hep belli bir uzunluk olarak kalmaya mahkumdur.

Ahiret yaşamı ileriye doğru sonsuza dek sürecektir ama dediğim gibi bantı geriye sardığımızda yani zamanda geriye yolculuk yaptığımızda başlangıca ulaşırız ve orada(geriye doğru) yol biter.

Kısacası ebediyen yaşayacağız ama yaşımız hiçbir zaman sonsuz olmayacak(varlığımızın başlangıcı olduğundan dolayı).

Ebedi olacağız ama ezeli olmadığımızdan ve de zaman-mekanın içerisinde yolculuk yapmak durumunda olduğumuzdan yine sınırlı varlıklar olmayı sürdüreceğiz.

Sınırsız, zamansız ve mekansız olan bir tek Rabbimizdir. Ayrıca, ahiret evrenindeki canlıların sonsuza dek yaşaması Rabbimizin isteğiyle, yaratmasıyla gerçekleşen bir durumdur. Yüce Yaratan hiçbir şeye muhtaç olmaksızın ebediyen var olurken, kullar ise O'nun sayesinde var olabilirler ancak. Bu durum ayetlerde şöyle belirtilmekte:

Hud

107. Gökler ve yer durduğu sürece orada kalıcıdırlar; ancak Rabbin dilerse başka. Rabbin, dilediğini Yapandır

108. Mutluluğu hakkedenler ise, gökler ve yer kaldığı sürece cennette kalıcıdırlar. Rabbinin dilerse başka. Kesintisiz bir ödüldür bu.

Yüce Allah, kendisi istediği için sonsuza dek var olacağımızı söylüyor.

Ve diyor ki "eğer tersini dilemezsem, oradakileri asla çıkarmayacağım"

Ve çıkarmayacağına dair söz de veriyor.

Başka bir deyişle "istersem bu hükmümü değiştirebilirim, ama cennettekilerin sonsuza dek orada kalmasını, özgür irademle istediğim için kalacaklar" anlamında bir ifade kullanmakta. Tüm bunları gözönüne aldığımızda, ebediyen yaşayacak olmamızın bizleri kutsallaştırmadığını, tıpkı bu dünya yaşamındaki gibi  kullar olmayı her zaman sürdüreceğimizi kolaylıkla görebiliriz.

Selam ve sevgiler.

Hiç yorum yok: