20. yüzyılın ilk on yılında motorlu uçaklar, ikinci on yılında da televizyonun icadına şahit olunmuştu. Yüzyılın ortalarında ise uzaya çıkıldı ve daha sonra da aya ayak basıldı. Bu geride bıraktığımız asırdaki keşifler, daha evvelki insanlık tarihindeki toplam gelişmelere eşit kabul edilmektedir. Şimdi yeni girdiğimiz 21. yüzyıldan beklenen de, yine tarih boyunca gerçekleştirilen icatların toplamından daha önemli ve fazla buluşlara imza atılmasıdır. Bilim kurgu eserlerinde gördüğümüz uzak yıldızlara yolculuk, ışınlanma, her işi yapabilen çok zeki robotlar ve hatta zamanda yolculuk gibi hayallerin gerçeğe dönüşüp dönüşmediğine tanıklık edebileceğiz bu asırda. Fizik yasalarının izin verdiği ve vermediği şeylerin ayırtına varabileceğiz.
Altı yıllık süreci geride bırakmamıza rağmen henüz yeni bir icat yok gibi gözüküyor. Ama geçtiğimiz asırda ilk beş yıl içinde uçakların yapımına şahit olmuştuk ve bu ilk büyük atılımdı. Şimdi ise pek bir ses yok. Fakat işin aslı hiç de öyle değil. Ülkemiz de dâhil olmak üzere dünyanın dört bir yanından, devri daim makinelerinin yapıldığı iddialarıyla karşılaşıyoruz son iki yıldır. İnsanların binlerce yıldır düşünü kurduğu, kendi kendine sürekli çalışan makine veya düzenekler gerçeğe dönüştüğü haberleri televizyon ve internet dünyasında önemli yer kaplamaya başladı.
Öncelikle burada bir kavram kargaşası olduğuna inanıyorum. Bilim adamları devri daim makineleri düşüncesine karşı çıkarken öncelikle bunun enerjinin korunumu yasasına aykırı olduğunu söylerler. Hiçbir zaman yoktan enerji yaratmanın mümkün olmadığını ve bu sebepten dolayı sürekli, sonsuza dek kendiliğinden çalışacak düzeneklerin imkânsızlığını belirtirler. Ama işte burada yanlış anlaşılma olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü tarih boyunca devri daim düzeneği tasarlayan insanlar ya yerçekimi gücünden, ya suyun kaldırma kuvvetinden, ya da mıknatısların çekme-itme özelliklerinden yararlanarak sürekli hareketi elde etmeye çalışmışlardır. Yani ortada yoktan enerji elde etme durumu vs. söz konusu bile değildir. Var olan enerji kaynakları veya kuvvetlerden yararlanılarak sürekli hareket eden makineler yapılmaya çalışılmıştır. Kısaca ortada güneş enerjisiyle çalışan araçlardan en ufak farklı bir temel felsefe içermeyen oluşumlar söz konusudur. Sınırsız, ücretsiz ve çevreye zarar vermeden çalışan makineler üretmektir hedef. Bilim adamlarının diğer takıldığı nokta olan “sonsuz hareket” lafı da yanlış anlaşılmaktadır. Evren bile sonsuz değildir ve bir gün kıyameti gelecektir. Ama durmadan çok uzun süre çalışan düzenek için sürekli hareket halinde denilebilir pekâlâ. Örneğin binlerce yıl durmadan çalışacak ve enerji verecek bir düzenek bizim için kesinlikle devri daim makinesidir.
Tarih boyunca sayısız devri daim makinesi yapma girişimi olmuştur. Ama özellikle sürtünme kuvveti bu düzenekleri hep durdurmuştur. Buna karşılık günümüzde artık sürtünmeyi neredeyse sıfırlayan maddeler üretilebilmektedir. Yani tıpkı uzaydaki gibi sürekli ve sürtünmesiz hareket dünyamızda da mümkün olabilir. Bu sefer de yerçekimi gücü frenleyici bir etken gibi gözükse de aslında tam tersine, kullanılabilirse yerçekimi bir kuvvettir ve hareket ettiricidir. Suyun kaldırma kuvveti sayesinde de devri daim makinesi yapılabilir. Mesela bazı araştırmacılar sol tarafı su ile dolu, sağ tarafı ise boş, yani hava ile dolu ortama bir tür plastik dönme dolap yerleştirerek sürekli hareketi planlamışlardır. Dönme dolabın sol tarafı suyun içinde olacağından, suyun kaldırma kuvveti sayesinde plastik nesne hızla sağa doğru dönmeye başlayacaktır teoride. Ayrıca düzensiz hareketlerden yararlanılarak da bir düzeneğin sürekli veya uzun süreli çalışması sağlanabilir. Bunun dışında henüz netliğe kavuşmayan, varsa üst boyutlar ve bu boyutların bize etkileri de beklenmedik sonuçlara neden olabilir.
Dünyanın dört bir yanından devri daim makineleri haberleri artarak emleye devam ediyor. Özellikle mıknatıslı sistemler oldukça iddialılar. İnternette izlenilen filmlerde gördüğümüz kadarıyla mıknatıslı düzenekler sayesinde tekerlekler bir pervane gibi sürekli döndürülebiliniyor. Zaten evlere yıllarca önce giren bir oyuncak olan “su içen kuş” da bir tür devri daim düzeneğidir. Burada da camdan kuşun içindeki sıvının genleşip-yoğunlaşması sürekli bir devinim sağlıyor.
İcatlar çağı olması beklenen 21. yüzyılda yedinci yıla girerken bu buluş yeni bir çığır açacaktır. Bedava ve sınırsız enerjiye ulaşmamız sonucunda arabalarımızdan bilgisayarlarımıza, hatta ısınma sistemlerimize kadar her alanda hem ücretsiz-sınırsız enerji veren, hem de çevreye zarar vermeyen motorları kullanacağız. Dünyanın hızla doğal bir felakete sürüklendiği ve doğanın dengesinin bozulduğu şu günlerde en çok ihtiyacımız olan şey de bu bilim dünyasında. Temiz, sınırsız ve güvenli enerji kaynakları… Bu sayede enerji için insanların birbirleriyle mücadele etmesine ve sıkıntılara girmelerine de gerek kalmayacak. Hem ekonomik, hem de siyasi açıdan dünyada dengeleri değiştirecektir bu gelişme. İnsanların binlerce yıllık hayaliydi bu ve belki de gerçekleşmesine tanık olmak üzereyiz. Bir de bu iddia edildiği gibi ülkemizin önderliğinde gerçekleşirse, bizim açımızdan daha da müreffeh günlerin başlangıcı olabilir. Bekleyip göreceğiz. Şu anda sınırsız enerji elde etmeyi gerçekleştirdiği iddia edilen, 3 Türk yapımı icatla karşı karşıyayız. Son birkaç yılda insanların devri daim makineleri üretmek için yarışmaları da gerçekten ilginç. İnternet de bu süreci hızlandırmış olmalı. Umarız artık bu düş gerçek olur ve daha güzel yarınlara uzanırız.
Tarihteki devri daim makinesi denemelerine örnekler:
Burada suyun kaldırma kuvvetinden yararlanılarak kürenin veya tekerleğin sürekli saat yönünde dönmesi planlanmıştır. Sol bölme su ile doludur. Buna karşılık sağ bölmede sadece hava vardır.
Bu düzenek gerçekten çalışıyor ve oyuncakçılarda bulabilirsiniz. Camdan kuşun içindeki sıvı genleşiyor ve bunun etkisiyle kuş öne doğru eğiliyor. Ama kuşun gagası suya değince içindeki sıvı tekrar yoğunlaşıyor ve bu sefer kuş tekrar doğruluyor. Doğrulduktan sonra aynı olaylar zinciri sürekli tekrarlanıyor ve düzenek sürekli olarak işliyor.
Bu da tarihte tek başarılı kabul edilen, çalıştığı düşünülen devri daim makinesi. Yapımcısı Alman Orffyreus. Tahta tekerlek sekiz hafta boyunca sekmeden çalışmış ama sonunda mucidi tarafından parçalanarak sırrıyla birlikte ortadan kaldırılmıştır iddialara göre.
Leonardo da Vinci'nin devri daim makine çizimleri. Tekerleğin içindeki hareket eden ağırlıkların sürekli hareketi sağlayacağını düşünmüştür.
Günümüzdeki devri daim makineleri genellikle böyle mıknatıslara dayalı düzeneklerdir. Zıt kutupların birbirlerini çekmesi ve buna karşılık aynı kutupların itmesi prensibinden yararlanılarak tekerler veya pervanelerin döndürüldüğü iddia edilmektedir.
Ayrıca son model düzeneklerde az enerji verip, çok enerji çıktısı alma prensibine dayalı tasarımlar da mevcuttur ve ülkemizde de bunu başardığını söyleyenler, patent almak için başvuranlar vardır son zamanlarda.
Not: Bu yazım Adventuresoul Dergisi'nde yayınlanmıştır.
http://www.adventuresoul.com/dergiler/2007/1.pdf
Selam ve sevgiler.
1 yorum:
Bilimsel gelişmeyi teşvik edici bir makale olduğunu düşünüyorum. Gençlik futbol fanatiği olmaya teşvik edileceğine bilim fanatiği olmaya teşvik edilseydi şimdi gelecek kaygısı olmayan dinamik üretken bir toplum olurduk.
Böyle bir yazı için teşekkür etmeliyim.
Yorum Gönder